Dikkat: Bu yazı biraz uzun olabilir :)
Paris <3
Köln, Aachen ve Düsseldorf'daki üniversite öğrencileri için yapılan bir organizasyondu bu, öğrenci grubu olması çok güzeldi, Almanlar, Türkler (yine hatrı sayılır çoklukta), başka ülkelerden gelen öğrenciler ve tabiki -onları tek başına br kategoriye koymak zorundayım- Asyalılar. (Her seferinde aynı dozda şaşırabiliyorum, ne kadar çoklar, ne kadar her yerdeler ve ne kadar farklılar.) Organizasyonu düzenleyen ekip de tesadüfen Almanyada yaşayan birkaç Türkten oluşan bir ekipti, iyi insanlardı. Seviniyorum böyle bizden, sevilesi insanlar görünce.
Gece Köln'den yola çıkıp sabah gözümüzü Paris'de açtık gibi klişe bir ifade kullanmak isterdim fakat kullanamıyorum zira gece doğru dürüst uyuyamadım. Yollarda hiç iyi uyuyamıyorum, parça bölük, yarım saat maximum uzunlukta, saçma sapan. Ama yol keyifliydi, dışarıyı seyrederek, müzik dinleyerek, sohbet ederek, çabuk geçti. Paris'e ulaştığımızda bizi bir rehber karşıladı, 1.5 -2 saat kadar bir şehir turu yaptık. Fakat işin ilginç tarafı bu turu yaparken biz hava henüz aydınlanmamıştı ve normal şartlarda yüksek otobüslerden fotoğraf çekmek çok keyifliyken, hava nispeten karanlık olduğundan pek randıman alınamadı malesef fotoğraf anlamında. Ama günün geri kalanından yine de bir sürü güzel fotoğraf var. <3
Günün geri kalanı demişken, sadece bir gün geçirebildim Paris'de. Yetmediğini söylemeye gerek yok, çünkü çok güzeldi, yani gerçekten. Çok güzel ifadesini her zaman hemen her şey için kullanıyoruz biliyorum ama Paris'e ilgili düşüncelerimi ifade etmek için biraz düşünmem gerek sanırım. Nasıl desem, hmm etkileyici, oldukça etkileyici, şaşırtıcı derecede güzel, çok net şekilde cool, üzerine sanki çok iyi düşünülmüş, çizilmiş bir gecede aniden yaratılmış başarılı bir eser. gibi.. Bu yaklaştı sanki.. :) <3
Ve yine yine ve yine, -buna deli oluyorum- yine yağmur yağdı. Ne zaman bir yeri görmeye gitsem, yeni bir şehri, ve sınırlı vaktim varsa, hava bozuk oluyor, üşüyorum, ıslanıyorum. Saçlarım saçma sapan bir hal alıyor, ayakkabılarım ıslanıp çirkinleşiyor, en kötüsü fotoğraflar bunalımlı bunalımlı gri çıkıyor. Paris'de de yağmur yağdı, bütün gün!! Ahh!
Bu arada fransızlar gerçekten çok değişik insanlar bunu söylemeliyim, genelleme yapmak belki yanlış ama şu an çok doğru geliyor! Fazlasıyla soğuklar, yardımsever olduklarını söylemek için çok çok pozitif olmak gerek, çok aşırı gururlular ki hatta bu bence biraz kibire kaçıyor ve fazlaca milliyetçiler. Gereğinden fazla. Birisine ingilizce konuşup konuşmadığını sorduğunuzda hakaret etmişsiniz veya olmayacak bir şey istemişsiniz gibi davranıyor bazıları, sanki içten içe alınıyorlar, bir anda antipati beslemeye başlıyorlar size karşı. Hepsi bir yana, Paris'le ilgili en net aklımda yer eden şeylerden bir tanesi, şehrin mimarisi, bütünüyle bir harmoni içinde, bir binayı yaparken diğerlerini düşünerek falan yapmışlar gibi, uyum çok hoş gerçekten. Özellikle Eyfel Kulesi'nden aşağı baktığınızda görebiliyorsunuz bunu. Çok sanatsal bir şehir bence, sıradan sokaklar, evler, binalar gerçekten birer tarza sahip. Sonbahar Paris'de de çok güzelmiş elbette, ağaçlarla örülü caddeler çok hoşuma gitti.
Louvre Müzesi'ni görmeden olmaz tabii ki!
Çok devasa bir müze gerçekten, tamamını gördüğümü de samıyorum bile, sadece müzenin kendisine bir gün ayırmak gerekir muhtemelen, galeriler resimler zaten çok başarılıydı, heykeller de fakat müzenin kendi tasarımı ve tarzı da harikaydı. Koridorlar, kolonlar, duvarlardaki işlemeler ve resimler çok şık, görmeye değer.
Tabi galerileri gezerken sürekli Mona Lisa nerde Mona Lisa nerde diye sayıkladık durduk :) en sonunda devasa resimlerin arasında bir duvarın 15de 1ini kaplayan önünde onlarca insanın kalabalık yaptığı bir tablo göründü uzaktan, Mona Lisa! Dünyanın en değerli tablosu.
Louvre'da misyonumuzu tamamladıktan sonra tekrardan dışarı attık kendimizi, yağmur hızını kesmişti o ara şansa, daha katlanılabilir bir seviyede yağıyordu :) Bu arada yemek yendi ama o çok ayrı bir mücadele oldu, çünkü Paris abartı pahalı bir şehir ve Fransızların bu gurmelik merakından, bizim sıradan görebileceğimiz şeyleri aşırı önemli şekilde değerlendirme huylarından kaynaklı, restoranlar çok pahalı o yüzden bizim gibi turist olarak Paris'e gelen öğrenciler için sıkıntılı bir durum bu. Ayrıca gittiğimiz restorandaki insanlar da oldukça garipti, bize kapatacaklarını o yüzden biraz acele etmemiz gerektiğini söylediler. ! Ama kapatmadılar, kapatmaktan kasıtları oturup kendilerininn de yemek yiyebilmesiydi, biz yaklaşık 5 dakika içinde siparişlerimizi masamızda bulduktan sonra -böyle bir hız yok- kendileri de yemeklerini yediler ve sanırım o an her şey bundan ibaretti.
Eyfel ne kadar da güzel. Herkes biliyor az çok hikayesini zaten, ilk inşa edildiğinde çok tepki görmüş, hatta "aydın" olarak tanımlanabilecek çevrelerden, hantal ve anlamsız bulmuşlar, nefretle onu kaldırtmak için çalışmalar düzenlemişler ama, bir şekilde başarısız olmuş bu girişimer ve iyi ki kalmış, ki Paris'in ve dolayısıyla Fransanın en çok turistin ziyaret ettiği şehir ve ülke olmasının sebebi Eyfel Kulesi.
İlk iki katı, (iki kat dediğim, yukarıdaki resimde görünen orta kısma kadar!!) merdivenleri kullanarak çıktık ki bu sanırım 600 basamağa denk geliyor! Benim için büyük bir olay bu çünkü ben bir kat merdiven çıkıp yorulan bir insanım, ama Eyfel için değer tabii ki. Orta bölümde bir mola verip biraz fotoğraf çektik, etrafı izledik. Şehrin düzeni ve mimari harmonisiyle ilgili görüşüm burda pekişti :)
Hava yağmurdan dolayı çok sisliydi de, bu yüzden en tepeye çıktıktan sonraki ilk birkaç dakikayı sadece etrafımızdaki beyazlığa ve başka hiç bir şey olmamasına şaşırarak geçirdik, sanki uçaktan bulutların üzerinden yeryüzüne bakmak gibi, arada sis azalır dağılır gibi oldu ve o zaman görüntü gerçekten çok hoştu.
Akşam aslında çok güzel bir tekne turu yaptık nehir üzerinde ama artık o zamana pilim bitmiş olsa ki çok fazla fotoğraf çekmemişim, oturup etrafı izledik sadece :) Ama akşam olup da Eyfel'in ışıkları yanmaya başlayınca her şey daha fantastik oldu :) Son olarak, en kısa haliyle özetlemek gerekirse, Paris çok özel bir şehir. Bu kadarı yeterli. <3
Daha fazla fotoğraf için fotoğraf bloğumu ziyaret et:
http://sinemdegirmenphotography.blogspot.de/
http://sinemdegirmenphotography.blogspot.de/